Alpler’deki kayak merkezleri şubatta sezonun en hareketli günlerini yaşıyor. Fransa, İtalya, Avusturya’daki küçük dağ kasabaları pistlerinin yanı sıra jet sosyeteyi ağırlayan otelleri, restoranları, eğlence yerleriyle öne çıkıyor. Klasik rotalardan sıkılanları Bulgaristan, Makedonya, Bosna Hersek’in yıldızı yeni parlayan kayak merkezleri bekliyor.
Ocak ayının Türkiye’de kurak geçmesi, kayak merkezlerinin arzu edilen miktarda kar yağışı alamaması usta kayakçıları yurtdışındaki alternatiflere yöneltti. Bu hafta size Avrupa’dan sekiz kayak merkezi önereceğim.


MAVROVO / MAKEDONYA
Otelleri göl manzaralı
Makedonya’nın başkenti Üsküp’e karayoluyla 1,5 saat uzaklıkta. 1949’da milli park ilan edildi. Flora ve fauna açısından çok zengin. Milli park sahasındaki Mavrovo ve Galiçnik köyleri geleneksel mimarileriyle ünlü. Kayak merkezinin bulunduğu Bistra Dağı’nın zirvesi 2160 metre. 1255 metredeki oteller pistlerin yanı başında ve göl manzaralı. Pistlerin uzunluğu 15 kilometreyi, 11 ski lift ve 3 telesiyejin toplam uzunluğu 5700 metreyi buluyor. Bazı pistlerde aydınlatma, müzik yayını var. Oteller Türkçe bilen personel çalıştırıyor. Restoranlarında yerel mutfağın ürünleri sunuluyor. Gitmişken Yahya Kemal Beyatlı’nın doğduğu Üsküp’ü, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki Ohrid Gölü’nü de görün. Türkçe bilgi ve rezervasyon için www.kayakmavrovo.com.

CORTINA / İTALYA
400 teleferik, 1200 kilometrelik pist
Sinema tutkunuysanız bu küçük kasabanın sokakları size tanıdık gelebilir. Cortina d’Ampezzo, James Bond serisinden “Yalnız Gözlerin İçin” ve Pembe Panter’in de olduğu pek çok filme dekor olmuş. UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki Güney Alpler’in Dolomitler bölgesine kurulduğu için lakabı “Dolomitler Kraliçesi.” 1956’da kış olimpiyatları düzenlenen Cortina, 12 ayrı kayak alanıyla dünyanın en büyük kayak merkezlerinden. Toplam uzunluğu 1200 kilometre olan pistler ve 400’den fazla teleferik ve telesiyej tek skipass ile kullanılıyor. Pistleri her düzeyden kayakçı ve her tür kış sporuna hitap ediyor. Küçük bir kasaba olmasına karşın restoranları, eğlence mekanları kayak sonrası için ideal. Etnografya Müzesi’nde yerel kültür, tarih canlandırmayla anlatılıyor. Müze gezmekten hoşlanıyorsanız Paleontoloji, Modern Sanat ve Büyük Savaş (I. Dünya Savaşı) müzeleri de ilginizi çekecek. Astronomik Gözlemevi’nde yıldızlar sizi bekliyor. Lüks mağazalar, hediyelikler trafiğe kapalı caddelerden Corso İtalia’da. Ancak fiyatlar yüksek. Piazza İtalia’da haftanın belirli günlerinde kurulan pazarda yerel peynirden, giysiye pek çok ürün satılıyor.
Nerede kalınır
* Hotel Montana: Odaları temiz, atmosferi samimi ve hizmet kalitesi üst düzeyde. Bunlara uygun fiyatlar da eklenince konaklama seçenekleri arasında ilk sıralara yükseliyor. * Grand Hotel Savoia: Merkezi konumu en büyük avantajı. Hizmet ve yemekler de kaliteli ancak fiyatlar da bir o kadar yüksek. * Hotel Olimpia: Şehrin merkezindeki bir diğer otel. Konforu, temizliği ve hizmet anlayışı ile mutlu anlar yaratmaya aday.
Nerede yenir
* Ristorante Lago Pianozes: İtalyan mutfağından örnekleri ev yapımı şaraplarla birlikte deneyin. * Al Camin: Şehir merkezinden yaklaşık 10 dakikalık mesafede. Özellikle spesiyalitelerini deneyin. Şarap mönüsü çok zengin. * Ospitale: Şehir merkezinden uzak ama değer. Ahşap malzemenin yarattığı sakin ve sıcak atmosferde İtalyan mutfağından örnekler tadabilirsiniz.

BANSKO / BULGARİSTAN
Kalitede İsviçre ve Fransa ile yarışıyor
Avrupa’nın en rağbet gören kayak merkezlerinden.İstanbul’dan karayoluyla 600 kilometre uzakta. Otomobilinizle, manzaranın tadını çıkararak gidebilirsiniz. Diğer seçenek Sofya’ya uçmak. Bansko, başkente 160 kilometre uzaklıkta. Pirin Dağları’nın eteklerindeki küçük, mütevazı kasabanın geçmişi Romalılara kadar uzanıyor. Uzun yıllar Osmanlı yönetiminde kalmış. Gölleri, ormanlarıyla görülmeye değer kasaba, son yıllarda düzenlenen dünya kayak şampiyonalarıyla adını duyurdu, bunu turizmde avantaja çevirdi. 75 kilometreye varan pistleri her düzeyde kayakçıya hitap ediyor ve saatte 24 bin kişiye hizmet verebiliyor. Hizmet kalitesi Fransa ve İsviçre’deki kayak merkezlerine kafa tutacak düzeyde. Otellerden pistlere ulaşım gondollarla sağlanıyor. Kuyrukta beklememek için önerim sabah erkenden gondol sırasına girmeniz. Otelinizden pistler konusunda bilgi alıp, gondoldan ineceğiniz yeri kararlaştırın. İlk istasyonda yeni başlayanlara göre kolay ve keyifli pistler var. Eğer daha zorlarına ulaşmak istiyorsanız yaklaşık 15 dakika daha yolunuza devam etmek zorundasınız. 2600 metre rakımlı ve yaklaşık 2500 metre uzunluğundaki Tomba Pisti dünya şampiyonunun adını taşıyor ve o adın hakkını verecek zorlukta. 1000 metreden biraz uzun Plato Pisti ise acemiler için biçilmiş kaftan.
Nerede kalınır
* Hotel Avalon: Küçük, sade bir aile işletmesi. Personeli sizi mutlu edecek tüm ayrıntıları sizden önce düşünüyor. * Regnum Bansko Apart Hotel&SPA: İşletmecisi Türk. Odaları temiz, aydınlık. Fiyatları uygun. Gondola düzenli servisleri var. * Kempinski Hotel Grand Arena: Bansko’nun en iyi oteli olduğunu iddia ediyor. Fiyatları yüksek olsa da buna değer.
Nerede yenir?
* Amvrosia: Hizmet ve lezzet mükemmel. Fiyatlar normalin biraz üzerinde ancak amaç yemeğin yanı sıra hoş zaman geçirmekse doğru seçim. * Victoria: İtalyan mutfağından vazgeçemeyenlere göre. Leziz yemekleri kadar atmosferi de kayda değer. * Le Retro: Küçük, sevimli bir kafe. Sandviç çeşitleri, kahvelik atıştırmalıklar gibi hafif bir şeyler arıyorsanız uğrayın.

ISCHGL / AVUSTURYA
Pistlerinde kayakçı ve heykeltraşlar mutfaklarında ünlü şefler yarışıyor
Avusturya Alpleri’ndeki lüks kayak kasabası Ischgl, Avrupa’nın en geniş kayak alanı. ‘Top of the Mountain’ konserleri, kardan heykel yarışması ‘Forms In White,’ çok ünlü aşçıların katıldığı ‘Chefs Star Cup’ gibi etkinlikleriyle de ünlü. 44 teleferikle sınırdaki kayak merkezi İsviçre Samnaun’un pistlerine ulaşmak mümkün. Avusturya ve İsviçre arasında kalan iki eğlence merkezi Silvretta Arena tarafından işletiliyor. Alplerin en geniş snowboard ve serbest stil kayak merkezi olan Playstation Vita’da her seviyedeki kayakçıya uygun pist mevcut. Günlük skipass ücreti 43,50 Euro. Bu yıl Piz Val Gronda hava tramvayının açılmasıyla Silvretta bölgesinde 3 kilometrelik yeni bir pist hizmete sunuldu. Yaklaşık 516 metre yükseklikten eşsiz manzaralar eşliğinde Vesiltal Vadisi’ne iniyor.
Ischgl’in tam ortasındaki Idalp Sahnesi’nde her yıl sezon başında, paskalyada ve sezon kapanışında çok ünlü isimler konser veriyor. ‘Top of the Mountain’ konserleri kapsamında bu yıl 3 Mayıs’ta Robbie Williams sahneye çıkacak.
Ocakta Silvretta Arena’da 10 sanatçı ‘Forms in Snow’ yarışması kapsamında heykeller yapıyor. Heykeller eriyene kadar pistte kalıyor. Nisanda ise paskalya konserlerinin yanı sıra ünlü şeflerin yarıştığı “Chefs Star Cup” ve Dünya Kayak Şampiyonası bölgeyi cazip hale getiriyor. Ischgl’de son derece şık restoran, bar ve eğlence merkezleri bulunuyor.
İki mekan
Idalp’daki Alpenhaus mutlaka ziyaret edilmesi gereken ihtişamlı bir dağ restoranı. Sakin bir akşam geçirmek isteyenler Silvretta Center ile otellerdeki spa ve dinlenme alanlarını kullanıyor.

ST. ANTON / AVUSTURYA
Alp disiplininin beşiği
Bir arkadaşım “St. Anton, benim için ilk üçte” demişti. Herkesin sıralaması kendine ancak zorlu pistler, toz kar, off-pist seçenekleri ve eğlence arayanlardansanız Avusturya Alpleri’ndeki bu kasaba listenize mutlaka girecek. Aslında bu küçük kasabanın dünyanın önde gelen kayak merkezleri arasına nasıl girdiğine şaşırıyorsunuz önce. Ancak disiplinli teknik çalışmaları, güler yüzlü hizmeti, kayak sonrası eğlencelerine verilen önemi görünce şaşkınlığınız hayranlığa dönüşüyor. Kentin 1930’larda başlayan macerası 2001’de Dünya Alp Disiplini Kayak Şampiyonası’na ev sahipliği yapmasıyla zirveye çıkmış. Ulaşımının kolay olması bu gelişmeye kuşkusuz çok katkı yapmış. Münih, Zürih ve Innsbruck’tan karayolu ve trenle gidebilirsiniz. Kasaba 1300 metre irtifada, tesisler 2800’lere kadar çıkıyor. Kayak sezonu kasımdan mayıs başına sürüyor. Toplamı 260 kilometreyi bulan pistlere 100 civarınde mekanik tesisle ulaşılıyor. Hepsinde tek skipass geçerli. Pistler acemilere uygun değil, eğitmen desteği gerekiyor. Her bütçeye uygun otel, kafe, restoran bulunabiliyor.
Kayakta Alp disiplininin beşiği St. Anton’da küçük bir kayak müzesi var. Şirin binasında Alp disiplinin öyküsü çok güzel anlatılmış. Kasabada kapalı tenis ve squash kortları, bowling, SPA da bulunuyor. Eğlence hayatı çok canlı, fiyatlar diğer kayak merkezlerine göre uygun. En sevdiğim dağ otellerinden Thurnher’s Alpenhof, yakınlardaki Zürs adlı kasabada.

Nerede kalınır?
* Himmelhof: Merkezi konumu, özenli servisi, geleneksel dekorasyonu ve nispeten makul fiyatlarıyla en uygun konaklama seçeneklerinden. * Hotel Valluga: İskandinav tarzı dekorasyon, tüm ekibin içten davranışları, temiz ve ferah odalar. Buna lezzetli yemekler de eklenince insanın mutlu olmaması imkansız, tabii fiyatları unutmaya hazırsanız! * Skihotel Galzig: Kentin en beğenilen otellerinden. Konumu ve hizmet kalitesi mükemmel.
Nerede yenir?
* Hazienda: M3 Hotel’de yer alıyor. Özellikle et ve makarna çeşitleri denenebilir. * The Museum: Bu otantik Avusturya şalesi yemeğin keyfine varmak isteyenler için ideal. Şaraplar da harika. * Hospiz Alm: Mönüsü hem yerel hem de uluslararası lezzetlerden seçim şansı sunuyor. Şarabınızı şömine başında yudumlamak ayrı bir keyif. * Krazy Kanguruh: Kentte “apres-ski” dendiğinde akla ilk gelen mekanlardan. Bazen servis ve yemek kalitesinden şikayetler geliyor, ancak erken saatlerde başlayan eğlencesi, kaliteli müziği ve içki çeşitleri ile popülaritesini hep koruyor. * Mooserwirt: Güzel müzik, iyi servis, uygun fiyat ve harika bir atmosfer arayanların tercihi. Diğer kayak sonrası mekanlarında olduğu gibi burada da hayat öğleden sonra başlıyor. Ne zaman duracağınız tamamen size kalmış.

KITZBÜHEL / AVUSTURYA
İddialı kayakçının sınav pisti

Kitzbühel’e “Alplerin İncisi” de deniyor. Geçmişi 700 yıl öncesine kadar uzanan küçük bir ortaçağ kasabası burası. Çevresiyle birlikte ülkenin en geniş kayak merkezlerinden. Toplam pist uzunluğu 200 kilometreye yaklaşıyor. Bunun 70 kilometresi kolay parkur. Diğerleri iddialı kayakçıları da mutlu ediyor. Pist kenarlarındaki küçük kulübelerde yorgun kayakçılar dinlenip, sıcak çikolata içebiliyor. Skipass fiyatları sezona göre değişiyor. Star Card birçok alan ve aktiviteye tek kartla ulaşmanızı sağlıyor, ancak almadan önce size uygun olup olmadığını kontrol edin. Kayakta ustaysanız safariye katılabilir, dünyanın en zor inişi Steif Pisti’nde kendinizi sınayabilirsiniz.
Tarihi yapılar merkezdeki trafiğe kapalı iki caddede. Gotik kilisesi, Kitzbühel Müzesi, 1928’de inşa edilen Reisch Dans Kafe’nin yanı sıra zarif mağazalar da görülmeye değer. Kitzbühel’e Münih’ten ulaşabilirsiniz. Çoğu otelin havaalanından servisi var.
Nerede kalınır?
* Romantik Hotel Tennerhof: Şale tarzındaki otel 17’nci yüzyılda bir çiftlikeviymiş. Odaları geçmişi yansıtıyor. Hizmet kalitesi ve fiyatları yüksek. Mönüsündeki lezzetleri denemenizi öneririm. * Hotel Edelweiss: Sevimli, sıcacık atmosferi, candan hizmet kalitesiyle övgüyü hak ediyor. Fiyatlar da makul seviyelerde. * Hotel Zur Tenne: Ahşap ağırlıklı odalar, şömineler ve bölge tarihini yansıtan dekorasyon çok hoş. Restoranın da keyifli olduğu otelin fiyatları pek ucuz değil.
Nerede yenir?
* Barrique: İtalyan mutfağını sevenler için mükemmel bir seçim. Manzara da gelenler için ödül oluyor. * 1st Lobster: Adından da anlaşılacağı gibi deniz ürünleri servis ediliyor. Ancak gerek pişirme şekilleri gerekse sosları çok değişik. * Florianistube: Çok fazla dikkat çekmiyor ama yemekleri lezzetli. Yerel ve uluslararası mutfaktan örnekler sunuyorlar. Fiyatlar göreceli olarak daha uygun.

DİNAR ALPLERİ / BOSNA HERSEK
İki olimpik kayak tesisi Saraybosna’nın yanı başında
Bildik rotaların dışında bir yer arıyorsanız Bosna Hersek’te hem kayak yapabilir hem de Osmanlı eserlerini görebilirsiniz. Vize yok, fiyatlar makul üstelik National Geographic Dergisi ülkeyi 2012’de “En İyi 10 Macera Noktası” listesine koymuş. Sezon aralıkta başlayıp nisana kadar sürüyor, kayak merkezlerinde kar sıkıntı hiç yaşanmamış. Dağdaki ya da Saraybosna’daki otellerde konaklayabilirsiniz, mesafeler yakın, ulaşım sorunsuz. Uygun fiyata ekipman kiralayıp kayak, snowboard, kar motosikleti ve scooter sürüşü, gece kayağı, kızak yapabilirsiniz. Şehirden sadece 25 kilometre uzaklıkta, 2 bin metre irtifadaki Byelaşnica ülkenin en yüksek dağı, en dik yamaçlarına sahip. Dinar Alpleri’ndeki modern tesisler 1984 kış olimpiyatlarında inşa edilmiş. Toplamı 9 kilometre olan pistlerinde bütün disiplinleri denemek mümkün. Vakit bulursanız “ülkenin en yüksek ve en uzak köyü” Lukomir’i ziyaret edin. 14’üncü yüzyılda kurulan Müslüman köyü orijinalliğini büyük ölçüde korumuş. Dinar Alpleri’ndeki diğer kayak merkezi kente 28 kilometre uzaklıktaki Yahorina Dağı’nda. Pist uzunluğu 20 kilometre, 6 telesiyeje sahip. Bosna Hersek’in kalbi Travnik kentine 28 kilometre uzakta bir başka kayak merkezi var: Vlasic’in pistleri 15 kilometre. Atlama alanı ve gece aydınlatması bulunuyor. Detaylı bilgi için: www.zoi84.ba, www.ski-sarajevo.com

MEGEVE / FRANSA
Sekiz restoranı Michelin yıldızlı
Chamonix ile birlikte Mont Blanc’ın en sevilen kayak merkezi Megeve. Fransa’nın İsviçre ve İtalya sınırına yakın bu küçük kasabası kayak merkezinin yanı sıra doğası, yerel kültürüyle dikkat çekiyor. 18’inci yüzyıldan bu yana Avrupa sosyetesinin uğrak yeri. Benzerlerinden farkı Alp köyü görünümünü, zarafetini koruması. 1100 ile 2350 metre arasındaki yükseklikte kurulan kasabada toplam pist uzunluğu 450 kilometre civarında. Hepsinde tek skipass geçerli. Kar azaldığında makineler devreye giriyor. Her seviyeye hitap edebilmekle birlikte, Megeve daha çok başlangıç ve orta düzeydeki kayakçıların tercihi. Place de l’Eglise kentin ana meydanı. Alışveriş için en uygun yer. Çevresindeki 100’e yakın restorandan sekizi Michelin yıldızlı. Bu yüzden Megeve’ye gurme turları da düzenleniyor.
Nerede kalınır?
* Hotel Mont Blanc: Kentin merkezinde olması fiyatlarını da yukarı çekiyor. Odanızın balkonundan Place de l’Eglise manzarasını seyretmek ayrı bir zevk. * Chalet d’Antoine: Mükemmel hizmet anlayışı, lezzetli yemekler ve makul fiyat. * La Grange d’Arly: Son derece sevimli dekorasyona sahibesinin tüm misafirlere gösterdiği ilgi de eklenince kendinizi evinizde hissediyorsunuz. Yemekler harika.
Nerede yenir?
* Flocons de Sel: 19. yüzyıla ait bir çiftlik evi restorana dönüştürülmüş. Kasabadaki en iyi restoranların arasında adı geçiyor. Michelin yıldızlı. * Le Prieure: Place de l’Eglise’de. Dekorasyona ve yemeklerin lezzetine diyecek yok. Ancak restoranın küçüklüğü bazen yan masayla fazla samimi olmanız anlamına gelebiliyor. * Le Puck: Ortam rahat ve samimi, yemekler lezzetli, fiyatlar makul.

0 yorum:

Yorum Gönder

 
Top